Tarihin En Eski Mimari Yapıları

Mimari yapılar, insan tarihinin en önemli ve etkileyici sanat formları arasında yer alıyor. Tarihin her döneminde yer alan bu yapılar, insanlığın barınabilmek başta olmak üzere farklı amaçlar doğrultusunda da inşa ediliyor. Her dönemde farklı tasarımlara sahip olan bu yapılar geçmişe yönelik pek çok bilgi sunuyor. Basit mimarilerden başlayan bu yapılar zaman içerisinde gelişerek karmaşıklaşan ve daha estetik görünüme sahip olan mimarilere dönüşmüş durumda. Geçmişten günümüze kadar gelmeyi başarmış bu yapılar günümüzde şaşkınlık yaratıyor. İnşa edildikleri dönemin şartlarına göre insanların bu yapıları nasıl yaptığını sorgulamamıza sebep oluyor. Tarihin en eski yapıları, insanlığın yaşam tarzını, inanç sistemlerini ve toplumsal yapıları hakkında çeşitli bilgi ve ipuçları sunuyor. Böylece geçmişe olan hayranlığımızda artıyor. Geçmişten günümüze kadar gelmiş veya sonradan ortaya çıkmış olan bu eski yapıları sizin araştırdık ve bu yazıda yer verdik. İşte tarihin eski mimari yapıları!



1. Göbekli Tepe – Türkiye

Türkiye’de bulunan Göbekli Tepe, Şanlıurfa sınırları içerisinde yer alıyor. İnsanlık tarihinin bilinen en eski yapıları arasında yer alan bu tepe, bir tapınak kompleksi olarak biliniyor. Geçmişi M.Ö. 3600’lü yıllara dayanan bu tarihi alan şimdiye kadar bilinen ve insanlık tarihine karşı bilgileri alt üst eden yerler arasında. Göbekli Tepe kalıntıları ilk olarak 1995’te bulunuyor. O zamandan bu yana kazılar devam ediyor olup 2015 yılında kazı çalışmaları tamamlanarak arkeolojik bir müze haline getiriliyor. Tarihin sıfır noktası olarak ün salan Göbekli Tepe’nin insanlığın avcı – toplayıcı olduğu zamanlara dayandığı zamanlardan kalma olduğunu gösteriyor. Burası aynı zamanda yerleşik hayata geçiş sürecinin de bir merkezi olup o döneme ait tarihi izler bulunuyor. Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bu yer tarihi de destekleyici durumda. Göbekli Tepe bulunduğundan itibaren UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine de girmiş olup dünyanın en eski yapıları listesinde yer alıyor.

2. Çatalhöyük- Türkiye
Konya ili sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. Geçmişi M.Ö. 7500 – 5700’lü yıllara dayanan Çatalhöyük, Neolitik çağın yerleşim yerleri arasında. Bu tarihi yer yaklaşık 18 metre yüksekliğinde bulunan höyükler içinde binlerce evden oluşuyor. Dar sokaklar ile ayrılmış bu evler adeta bir kasabayı andırıyor. Burada yer alan evlerin birçoğu birbirleriyle bitişik olup çatılardan diğer evlere geçebilmek mümkün. Çatalhöyük tarım toplumları arasında bir ilkin örnekleri olup insanlık tarihi için önemli bir role sahip. Bu tarihi yer 1958 yılında keşfedilmiş olup 1965’e kadar kazıları yapılarak tamamlanıyor. Çatalhöyük 2012 yılı itibariyle de UNSCO Dünya Miras Listesi’ne dahil ediliyor. Günümüzde de ziyaretçilere kapıları açık yerler arasında.

3. Tell Qaramel- Suriye

Suriye’nin Halep ilinde bulunun Tell Qaramel, tarihin en eski mimari yapıları arasında yer alıyor. Geçmişi M.Ö. 11.000 ile 9670 yıllarına kadar uzanıyor. Tell Qaramel de tıpkı Göbekli Tepe gibi tarihin en eski yapıları olarak kabul edilen yerler arasında bulunuyor. Döneminin önemli ticaret merkezi olduğu konusunda yargılar yer alıyor. Bu yer tarıma elverişli ve nehir vadisinde bulunan arkeolojik bir alanda olup Neolitik döneme ait kalıntılara ev sahipliği yapıyor. Bu arkeolojik alanda çıkarılan 5 yuvarlak taş kalıntısı daha önce kulenin varlığını ortaya koyduğu düşünülüyor. Tell Qaramel kazıları 1990’lı yıllarda Polonyalı ve Suriyeli araştırmacılar tarafından gerçekleştiriliyor. Kazılar sırasında farklı dönemlere ait katmanlara rastlanmış olup pek çok dönemde insanlara ev sahipliği yapmış durumda.

4. Barnenez – Fransa

Fransa’nın Bretanya bölgesinde bulunan ve Avrupa’nın en eski megalitik yani büyük taş yapıtlarından biri olarak yer alıyor. M.Ö. 4850 ile 4000 yılları arasında inşa edilen bu yer deniz kıyısına yakın bir konumda bulunuyor. Barnenez Höyüğü olarak da bilinen bu tarihi yapı Neolitik çağdan kalma bir anıt olarak yer alıyor. Erken Neolitik dönemin kalıntıları arasında bulunan bu anıt, dünya genelinde de en eski insan yapımı yapılardan biri olarak biliniyor. Bu yapıda sanatsal detaylarında yer alıyor olması dikkat çekici yönleri arasında bulunuyor. Barnenez tarihi yapısı, 1954 – 1968 yılları arasında restore edilmiş olup höyüğün bitki örtüsü kaldırılarak anıtın içi ve dışında kazılar yapılarak bugünkü görünümünü aldı. Bu kazılar sonucunda da bugünkü haliyle ziyaretçilere kapısını açmaya başladığını söyleyebiliriz.

5. Zoser Piramidi - Mısır

Basamaklı piramit olarak da bilinen Zoser piramidi, Mısır’ın Memfis şehrinde bulunan tarih için önemli yapılar arasında yer alıyor. M.Ö. 27. yüzyılda eski krallık döneminde yapıldığı düşünülen bu yapı Mısır’ın en ünlü tarihi eserlerinden biri. Zoser piramidi, piramitlerin evriminde de önemli bir yapı olarak kabul ediliyor. Bunun nedeni ise bu piramidin piramit formunun kullanıldığı ilk ilk büyük eser olasından kaynaklanıyor. Diğer piramitler gibi bir mezarlık olarak kullanılan Zoser piramidi, diğerlerinden farklı olarak altı basamaklı bir yapıda olmasıyla ayrışıyor. Aynı zamanda piramidin içinde birçok iç geçit ve galerinin bulunması bu piramidi daha dikkat çekici kılıyor. Firavun Zoser için yapılan bu piramit, ölümünün ardından ölümsüzlüğe geçişini kolaylaştıracak bir mezarlık olarak edilmiş olup günümüze kadar geliyor. Zoser piramidi Mısır mimarisinin etkileyici örneklerinden biri olarak biliniyor.

6. Sechin Bajo – Peru

Tarihin en eski mimari yapılarından bir diğeri de Peru’da bulunan Sechin Bajo arkeolojik alanı oluyor. Güney Amerika kıtası içerisinde bilinen en eski yapı olan Sechin Bajo M.Ö. 3500 – 1800’lü yıllara dayanıyor. Peru’nun Casma Vadisi üzerinde bulunan bu arkeolojik alan antik bir yerleşim alanı olarak biliniyor. Yapılan araştırmalara göre bu yapıt inşa edildikten sonra da çeşitli dönemlerde de kullanıldığı görülüyor. Yapının dev taş duvarları bulunuyor olup kabartmalar ile dönemin motif ve şekillerini gösteriyor. 1990’da başlayan kazı çalışmaları, 2008 yılında dairesel bir meydan içerisinde taş ve kerpiçlerden yapılmış yapının varlığı ortaya konuyor. Yapılan kazı ve araştırmalar Sechin Bajo’nun geç Arkaik döneme ait olduğunu görülüyor. Bu yapı dönemin gelişimine ışık tuttuğu inanılıyor.



7. Petra Antik Kenti – Ürdü
Tarihin en eski mimari yapılarından bir diğeri olan Petra Antik Kenti içerisinde yer alan yapılar Ürdün sınırları içerisinde yer alıyor. M.Ö. 4 yılına uzanan tarihi geçmiş ile en eski mimari yapılar arasında yer almaya hak kazanıyor. Kireç taşının oyulması ile oluşturulan yapılar, birçok amfi tiyatro ve mezarları içerisinde barındırıyor. Nebatiler tarafından kurulan bu antik şehir, kanyon içi ve etrafına yerleştirilmiş kaya mezarları ve tapınaklara sahip olması ile ünlü yerler arasında yer alır. Bu antik kentte yer alan ve El-Hazne olarak bilinen kral mezarı, Petra’nın sembollerinden biri olup dikkat çekici bir görüntüye sahip olmasıyla öne çıkıyor. Gizemli bir atmosfere sahip olan bu yer, yüzyıllardan beri ziyaretçileri kendisine çekmeyi başarmış durumda. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan Petra Antik Kenti hem tarihi hem de mimari açıdan öneme sahip yerler arasında bulunuyor.

8. Çin Seddi – Çin

Çin’in kuzey sınırını korumak için inşa edilen Çin Seddi, dünyanın en büyük savunma yapılarından biri olarak biliniyor. Binlerce kilometre uzunluğa sahip olan bu set, kabile istilaları, göçebe halkların saldırılarından korunmak için yapılıyor. Fakat zaman içinde özellikle de Ming Hanedanlığının hüküm sürdüğü dönemde askeri savunma ve sınırlarını kontrol altına almak amacıyla kullanılıyor. Dünya çapında pek çok kişinin ilgisini çeken Çin Seddi, pek çok ziyaretçiye de ev sahipliği yapıyor. Çin’in sembolü haline gel bu set, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne de girmeyi başarıyor. Çin kültürünün bir parçası olan Çin Seddi, insan eliyle yapılan en büyük yapılar arasında yer alıyor.

9. Artemis Tapınağı – Türkiye

İzmir ili sınırları içerisinde yer alan Artemis Tapınağı tarihin eski mimari yapıları arasında. Ay tanrıçası Artemis adına yapılan bu tapınak, Efes Antik Kenti içerisinde yer alıyor. Yapımının 120 yıl sürdüğü düşünülen bu tapınak, M.Ö. 550 yıllarında yapıldığı iddia ediliyor. Artemis Tapınağı dinsel bir yapı olarak inşa edilse de pazar yeri olarak da kullanıldığı biliniyor. Dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinen Artemis Tapınağı, iki yüzyıl boyunca çeşitli felaket ve istilalar nedeniyle oldukça zarar görerek hasar alıyor. Bunun yanında sağlam olduğu dönemde yakılmış olup günümüze yalnızca iki mermer parçası kalmış durumda. Dönemin yazıtları incelendiğinde Artemis tapınağının oldukça görkemli ve işlevsel bir yapı olduğuna yönelik, bilgiler yer alıyor.



10. Kolezyum – İtalya

Roma İmparatorluğunun en etkileyici ve en eski yapılarından biri olan Kolezyum, görenleri kendine hayran bırakıyor. Komutan Vespasianus tarafından bir arena olarak inşa edilen Kolezyum’un geçmişi M.Ö. 72 yılına dayanıyor. İnşası oldukça uzun süren bu arena M.S. 80 yılında tamamlanıyor. Kısa sürede Roma’nın simgesi haline gelen Kolezyum günümüzde en çok turist çeken yerler arasında da yer alıyor. Etkileyici bir mimariye sahip olan Kolezyum, dönemin mühendislik başarıları arasında da yer alıyor olup binlerce yıl boyunca hayranlık uyandıran tarihi yapılar arasında bulunuyor.

11. Cuicuilco – Meksika

Kuzey Amerika kıtası Meksika ülkesinde yer alan Cuicuilco, M.Ö. 800 – 600 yılları arasında inşa edildiği biliniyor. Mezoamerikan kültürünün izlerini taşıyan yapı bir tören merkezi olarak kullanılıyor. Mezoamerikan kültüre ait ayakta kalan en eski yapılardan biri olarak bilinen Cuicuilco, en eski piramitlerden biri olarak da biliniyor. M.Ö 1. Yüzyılda Xitle yanardağının patlaması ve şehrin lav ve kül ile gömülmesinden dolayı bu tören alanının gelişimi ve tarihi hakkında fazla bilindik bir detay bulunamamaktadır. Günümüze Cuicuilco arkeolojik çalışmaların yapıldığı ve Meksika’nın geçmişine ışık tutan yerler arasında bulunuyor.

12. Khirokitia (Hirokitya) – Kıbrı

Kıbrıs’ta bulunan Khirokitia diğer bir ismiyle Hirokitya, M.Ö. 5800 yılına uzana bir geçmişe sahip. Akdeniz bölgesinin en eski yerleşim yerleri arasında yer alan Hirokitya, eski çağlara dair pek çok yerleşim izi görebilmek mümkün. Bu eski yerleşim yeri içerisinde kerpiçten yapılmış ve düz çatılı daire şeklindeki evler, geçmiş dönemlere ait olup günümüze kadar gelmeyi başarmış. Bunların yanında çeşitli, ocak çanak gibi ev eşyaları da yer alıyor olup tarih öncesi dönemlere ait çeşitli bilgi edinmeyi kolaylaştırıyor. Hirokitya 1998 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olup koruma altına alınan yerlerden biri.

13. Perperikon – Bulgaristan
Bulgaristan sınırları içerisinde yer alan Perperikon, M.Ö. 5000 yıl önce inşa edilmiş bir megalit olarak biliniyor. Balkanların en büyük megaliti olan Perperikon, Bulgaristan’ın Kırcaali kasabasına yakın bir yerde bulunuyor. Kayalık tepede yer alan bu megalit kasabaya yaklaşık 15 km uzaklıkta. Birçok uygarlığın izlerine rastlanan bu yerde Bronz ve erken Demir Çağ örnekleri yer alıyor.