Su yaşamın temel kaynaklarından biridir. Dünyadaki tüm canlıların hayatta kalması ve gelişmesi gerekli olan yapıtaşıdır. Fakat zaman içerisinde kirlenen su kaynakları yaşamımızı tehdit eden noktalardan birini oluşturmaktadır. Su kaynaklarının kirlenmesi gerek suda yaşayan canlılar gerek çevre gerekse insan sağlığı açısından ciddi bir sorun haline gelmektedir. Su kirliliği atık sular, endüstriyel atıklar, tarım faaliyetleri ve diğer insan etkinliklerinin önlenmesi ve azaltılması gerekmektedir. Bunun için gerek endüstriyel iş yerlerinin gerekse insanların yapabileceği pek çok etkinlik söz konusudur. Peki su kirliliğini engellemek için neler yapılabilir? Su kirliliğinin önüne geçmek için neler yapılabileceğini araştırdık ve sizin için yazımızda yer verdik. Haydi gelin su kirliliğini önlemenin detaylarına birlikte bakalım.
Su Kirliliği Nedir?
Su, hayatın her alanında ihtiyaç duyulan yaşamın temel yapıtaşları arasındadır. Fakat endüstrinin, teknolojilerin gelişmesi ve zamanla insanların doğaya karşı bilinçsiz davranışları nedeniyle su kirliliği artmaktadır. Peki su kirliliğini tanımlayacak olursak ne demeliyiz?
Su kirliliği, sudaki doğal bileşenlerin zararlı maddelerin veya organizmaların varlığına, çevreye ve insanoğluna zarar veren bir durumu ifade etmektedir. Suyun kullanılamaz hale gelmesini ifade eden su kirliliği, gözle görünür bir şekilde ortaya çıkabildiği gibi görünmeyen bir şekilde de oluşabilmektedir. Kısacası gözle görünür çöpler ve mikroskop altında incelendiğinde belirginleşen mikroplar yoluyla su kirliliği ölçülebilmektedir. Toprağın ve havanın kirlenmesi de suların kirlenmesini etkilemektedir. Bu bağlamda hava su ve toprak kirliliğini birbirinden bağımsız düşünmemek gerekir. Toprak kirliliği yer altı sularının kirlenmesinde etkili olduğu için dolaylı da olsa suları kirletebilmektedir.
Su kaynağında oluşan kirlilik, suların içme, sulama ve endüstriyel kullanım gibi çeşitli alanlarda kullanımını da zorlaştırabilmektedir. Tüm bunların önüne geçmek için detaylandırılmış ve çok yönlü projeler uygulanmalıdır.
Dünya Üzerinde Kirliliğe Maruz Kalan Sular
Su kaynakları yalnızca yer üstü sularından oluşmamaktadır. Dolayısıyla su kirliliğine maruz kalan sular da göründüğünden oldukça fazladır. Yanlış uygulamalar ve kullanım sonucunda oluşan su kirliliği suyun kullanılamaz hale gelmesine neden olmaktadır. Kirlenen su kimyasal testler veya mikroskop altında detaylıca incelenmektedir. Su kirliliğine maruz kalan sular yer altı suları, okyanuslar ve yüzey suları olmak üzere üç ana kategoride incelenmektedir.
· Yer Altı Suları: Yağmur sularının toprağın derinliklerine ulaşarak oluşturduğu sular arasında yer alan yer altı suları içme su kaynaklarını da meydan getirmektedir. Yer altı sularının kirliliği, bu su kaynaklarının zararlı maddeler ile birleşmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Toprak kirliliği de yer altı sularına zehirli maddeler karıştırılabilmesine neden olmaktadır. Toprakta kullanılan gübre, böcek ve tarım ilaçlaması toprağın kirlenmesine ve dolaylı yoldan yer altı sularının da kirlenmesine neden olmaktadır. Bu gibi kirlenmeler suyun kalitesini düşürerek sağlığı tehdit edebilmektedir.
· Yüzey Suları: Yüzey suları; göller, akarsu, nehirler ve denizler gibi açık su kaynaklarından oluşmaktadır. Günümüzde nehir, dere ve göllerin büyük bir kısmı kirlenmiş durumdadır. Çeşitli zararlı maddelere, organizmalara mahsur kalan yer yüzü suları kirliliğe en çok uğrayan alanlardır. Her ne kadar içmeye, yüzmeye elverişsiz alanlardan olsa da nehir, göl ve akarsular plastik atıkları, kimyasallar ve endüstriyel atıklardan dolayı kirlenmektedir. Bu da yüzey sularının kalitesini düşürmektedir.
· Okyanus Suları: Okyanus ve deniz suları dünyanın en büyük su kütlelerini oluşturmaktadır. Bu su kütleleri karadan kaynaklanan bir kirliliğe maruz kalmaktadır. Bu kirlilik deniz yaşamını tehdit ederek ekosistemi bozabilecek türden bir olumsuzluk olup insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Besin atıkları ağır metallerin deniz ve okyanuslara bırakılması, kimyasal ürünler, fabrikalardan salınan zehirli maddeler okyanus ve denizleri kirliliğe mahkûm etmektedir. Plastik ürünlerin deniz ve okyanuslara atılması da kirliliği arttıran en önemli nedenlerden bir tanesidir.
Su Kirliliğinin Nedenleri Nelerdir?
Su kirliliğin oluşmasına yönelik birden fazla neden bulunmaktadır. Bunların büyük bir çoğunluğu insan etkilerinden kaynaklansa da doğal nedenler bulunabilmektedir. Su kirliliğinin nedenlerine baktığımızda yalnızca yer üstü sularına bakmak doğru olmayacaktır. Dolayısıyla yer üstü ve yer altı sularını birlikte incelenmesi gerekmektedir. Peki su kirliliğine neden olan etkenler nelerdir, birlikte bakalım:
- Tarım sektöründe yapılan bilinçsiz gübreleme,
- Fabrikalardan atılan atıklar,
- Endüstriyel ağır metal atıkları,
- Geri dönüştürülemeyen atıkların kullanımı ve doğada çözünmeyen atık maddeler,
- Evsel atıkların bilinçsiz bir şekilde kullanımı. Kanalizasyon sistemleri araçlığıyla hiçbir ayrıştırma gerçekleştirmeden nehir veya denizlere dökülmesi,
- Petrol sızıntıları,
- Fabrika atıklarının filtresiz bir şekilde denizlere, göllere dökülmesi, havaya salınması,
- Atık sahalarının yanlış kullanımı,
- Gemi ve tekne gibi deniz taşıtlarının yakıt tüketimi. Aynı zamanda denize bıraktıkları atıklar,
- Önlem alınmadan ve bilinçsizce yapılan maden çalışmaları,
- Radyoaktif atıkların filtrelenmeden doğaya salınması,
- Su tüketimi ve temizliği hakkında bilinçsiz kullanım,
- Atık su tesislerinin denetlenmemesi ve ayrıştırılmadan salınan kanalizasyon suları,
- Küresel ısınmanın artması, buna bağlı olarak su ekosisteminin değişmesi,
- Böcek karşı ve bitki hastalıklarını önlemek için kullanılan ilaçlar gibi daha pek çok durum suların kirlenmesine neden olabilmektedir.
Su Kirliliğinin Sonuçları
Su kirliliği günümüzün önemli konuları arasında yer almaktadır. İnsan sağlığı ve ekosistemin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için ilgilenilmesi gerekenler arasındadır. Su kirliliği dolayısıyla ortaya çıkan sonuçlar oldukça iç karartıcı olabilmektedir. Canlılar üzerinde oldukça büyük bir etkisi bulunan su kirliliğinin sonuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Su kirliliği sonucu yalnızca suda yaşayan canlılar değil bitkiler de etkilenmektedir. Bitkilerin fotosentez sonucu alması gereken maddelerin alınamamasına ve yaşamlarını devam ettirememesine neden olmaktadır.
- Kirli su ile beslenen bitki, virüs ve bakterilerin çoğalmasına neden olan su kirliliği salgın hastalıkların artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla hayvan ve insan hastalıkları artarak salgına neden olabilmektedir.
- Su kirliliğinin artması deniz içerisinde yer alan alglerin artmasına neden olmaktadır. Alglerin büyüyüp çoğalması deniz ve okyanus içindeki oksijenin azalmasına neden olarak yaşam formlarının ölümüne sebep olmaktadır. Bu da ekosistemin bozulmasına neden olur.
- Su kirliliği yalnızca yaşam formaları için değil ekonomik açıdan da zararlara neden olabilmektedir. Balıkçılık sektörünün tükenmesine, turizmin ekonomik getirilerini ortadan kalkmasını tehdit etmektedir.
- Ülkelerin su temizleme maliyetlerini arttırarak yine bir ekonomik soruna neden olmaktadır.
- Su kirliliği ekosistemi yok edebileceği gibi uzun yıllar sürecek bir iyileşme sürecine girileceğinden tüm yaşam formaları kısa ya da uzun vadede bu durumdan etkilenmektedir.
- Kirlenmiş sulardan dolayı su kaynakları azalmaktadır. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda su kıtlığının başlamasına yönelik sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Su sıkıntısından dolayı dünya da bir kaos ortamı oluşabilmektedir.
- Kirlilik sonucunda denizlerde oluşan deniz salyası, denizde yaşayan canlıların yaşamını tehlikeye atarak ölümlerine neden olabilmektedir. Bu da deniz ekosisteminin bozulmasına neden olmakta ve farklı sorunlara da neden olmaktadır.
- Tarım ve gıda sorunları ortaya çıkabilmekte ve gıda sorunlarıyla da karşılaşmak mümkündür.
Su Kirliliğini Önlemek İçin Neler Yapılır?
Su kirliliği yakın ve uzun gelecekte tüm yaşam formlarını tehdit eden önemli konulardan biridir. Pek çok nedenden dolayı yer altı ve yüzey suları kirlikle burun buruna kalmaktadır. Su kirliliği ile mücadele etmek için çok sayıda önlem bulunmaktadır. Peki bizler su kirliliğinin önüne geçmek için neler yapabiliriz? Gelin şimdi de su kirliliğinin önüne geçmek için neler yapılabileceğini inceleyelim.
Atık Sularının Arıtılması
Ev ve kanalizasyon atıkları gibi suları filtreleyebilecek endüstriyel tesis veya atık su tesisleri kurulması gerekmektedir. Böylece atık sular gerekli işlemlerden geçtikten sonra deniz, göl, okyanus veya nehirlere dökülerek su kirliliği önlenmiş olur.
Atık Su Depolama Alanlarının Oluşturulması
Atık su depolama alanları ile kirli su muhafaza edilerek, arıtılabilir veya farklı alanlarda kullanım için saklanabilmektedir.
Tarımda Sürdürülebilir Ürün Kullanımı
Bilindiği üzere tarımda kullanılan böcek ilaçları ve tarımsal ilaçların kullanımı yer altı sularını kirletebilmektedir. Yanlış gübreleme yöntemlerinin kullanımından da kaçınılmalıdır. Dolayısıyla tarımda pestisit kullanımını azaltarak su kirliliğinin önüne geçilebilir. Daha organik, sürdürülebilir ürünlerin kullanımı yaygınlaşarak su ve tarım kaynaklarının en temiz biçimde kullanılabilirliği sağlanabilmektedir.
Kimyasal Atıkları Ayrı Bir Yerde Muhafaza Etmek
Su kirliliğine neden olabilecek kimyasal atıkların farklı bir yerde muhafaza edilmesi ve denizlere boşaltılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bunun için fabrika ve endüstriyel şirketler filtreleme yöntemleri ve kimyasal atık muhafaza eden sistemler geliştirmeleri gerekmektedir.
Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Ürün Kullanımı
Bireysel olarak yaşantılarımızda doğa çözünebilir ve yenilenebilir ürünler kullanmaya özen gösterilmesi gerekmektedir. Doğa dostu ya da doğada kaybolabilir ürünlerin kullanımı su kirliliğinin giderilmesinde oldukça önemli bir detay.
Plastik Ürünleri Su ve Doğadan Uzak Tutmak
Plastik doğada kaybolmayan ve varlığını sürdüren ürünler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla plastik atıkları sular uzak tutarak su kirliliğinin önüne geçebilmeniz mümkün. Bu atıkları ayrı bir yerde muhafaza ederek geri dönüştürülmesi için geri dönüşüm tesislerine verilebilir. Mümkün olduğuna da plastik ürün kullanımından kaçınılmalıdır.
Verilen tüm bu başlıkların yanında su kirliliğinin önüne geçmek için dikkat edilmesi gereken birkaç madde daha bulunmaktadır.
- Su tasarrufu yapılması,
- Tıbbi ve ilaç atıklarının kanalizasyona karışmasını önlemek,
- Biyolojik olan parçalanmış atıkların lavaboya atılmaması,
- Yağın lavaboya dökülmemesi,
- Temizlik ürünlerinde mümkün olduğunca daha az kimyasal ürün kullanımı,
- Doğaya kazandırılamayan bitkisel atıkların sulardan uzak tutulması,
- Mutfak lavabosunun yağ ve kimyasallardan uzak tutulması,
- Hobi bahçelerinde ilaç kullanımından uzak durulması ve verimli su kullanımı için gerekli olan peyzaj çalışmasının yapılması.
- Su giderlerine atık maddeleri dökmemek.
- Suyun geri dönüştürülebileceği tesislerin kurulması,
- Filtreleme sistemlerinin yaygınlaştırılması gibi pek çok su kirliliğini önlenebileceği detaylar bulunmaktadır.
Su Kirliliğini Önlemek İçin Tarım Alanında Yapılması Gerekenler
Su kirliliğinin önüne geçmede tarım sektörü de oldukça önemli bir göreve sahip. Yer altı sularıyla bağlantılı olan tarım bu suların kirlenip kirlenmemesinde büyük bir rol oynuyor. Dolayısıyla tarım uygulamalarını geliştirmek ve daha iyi bir hale getirmek için çalışmalar yapılmalıdır. Bu noktada çiftçiler bilinçlendirilmelidir. Bilinçli bir şekilde tarım ilacı, gübre kullanılarak hem çevrenin hem de suların kirlenmesinin önüne geçilebilir. Tüm bunların yanında tarım alanında akıllı tarım sistemleri kullanılması fark yaratacaktır. Otomatik sulama sistemlerinin oluşturulması suyu verimli bir şekilde kullanmayı sağlarken yer altı sularını da koruyacaktır. Bunun yanında otomatik ilaçlama cihazları ile gereksiz ve fazla ilaçlamanın önüne geçebilmek de mümkün. Hem çevrenin korunması hem de suların korunması noktasında bu uygulamalar da fark yaratmayı başarmaktadır. Bunların yanında çiftçilerin toprak analizlerini düzenli bir şekilde yaparak ihmal etmemeleri gerekmektedir. Çıkan toprak analizi sonuçlarına göre toprağın ihtiyacı kadar besin desteğinde bulunulması gerekmektedir. Böylece basit ve verimli bir şekilde su kirliliğine karşı koruma sağlanmaktadır.