Sosyolojiye Dair Bilinmesi Gerekenler

Toplum bilimi olarak da bilinen sosyoloji, toplum ve insanın etkileşimi konuları üzerinde çalışma yapan bir bilim dalıdır. Sosyolojinin ilgi konusu olan toplumsal araştırmalar, sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmış durumdadır. Sosyoloji tüm bu ilişki ağları, sosyal ilişki kalıpları, sosyal etkileşim ve günlük yaşam kültürü konuları üzerinde araştırmalar gerçekleştirir. Ayrıca toplumun tarihsel süreç içerisinde nasıl değişimlerden geçtiği de sosyolojinin ilgilendiği konulardan biridir. Herkesin ortak olarak kabul ettiği düşünceleri benimseyen bir bilim dalı değil, farklı görüş ve kuramların barındığı bir bilim dalı olan sosyoloji; bu özelliğiyle doğa bilimlerinden farklıdır. Bu yanıyla sosyoloji ayrıca toplum bilimine yeni yeni ilgi duyan ve sosyoloji konularını araştırmaya yeni başlayan kişilerin kafasında soru işaretleri uyandırabilir. Eğer siz de sosyolojiye ve sosyolojinin temel kavramlarına ilgi duyuyorsanız bu yazımızı sosyolojiye temel bir bakış niteliğinde değerlendirerek benimseyebilirsiniz. Sosyolojiye genel bir bakış atmak ve temel sosyoloji bilgilerine hâkim olmak isteyenlerin rehberi olabilecek bu yazıda sosyolojinin en temel kavramlarını açıklamaya çalıştık. Keyifli okumalar!



Sosyoloji Nedir?
En kısa haliyle toplum bilimi olarak tanımlanan sosyoloji insanların birbirleriyle olan ilişkilerini ve dolayısıyla toplumu temel alır. Hem yerel hem de küresel düzeyde toplumsal değişim ve dönüşümleri sistematik bir şekilde inceleyerek açıklayan sosyoloji; toplumsal problemlerin çözümüne, sosyal, kültürel ve siyasal politikaların üretimine bilimsel olarak katkı sağlar. Sosyoloji aynı zamanda gelecekteki toplumsal yaşamı da öngörmeye çalışır. Sosyolojinin temel amaçları arasında; toplumsal gerçeği anlamlandırmak, toplumdaki grup dinamiklerini incelemek, insanlar arasındaki ilişki ve etkileşimlerin yapısını ortaya koymak, insan ilişkileri ile ilgili kural ve ilkeleri ortaya koymak, sosyal davranışları toplumsal bağlam çerçevesinde amaçlamak gibi konular da yer alır. Dolayısıyla sosyolojinin araştırma konusu bireylerin aile ilişkilerinden toplumla ilişkilerine; din, eğitim ve ekonomi gibi toplumsal kurumların incelenmesinden kırsal ve kentsel yaşama kadar geniş geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

İlk dönem sosyologları iyi bir toplum arayışı içerisindelerken ileri dönem ve günümüz sosyologları insan davranış şekilleriyle ilgilenmekte ve yaptıkları birtakım analizlerle geleceği inşa konusunda uzmanlaşmaktadırlar.

Sosyolojinin Tarihsel Süreci
Sosyoloji bir bilim dalı olarak 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Modern toplumların tarihsel bir figür olarak dünya tarihindeki yerini aldığı bir yüzyıl olan 19. yüzyıl; kıta Avrupası’nda, toprağa dayalı üretim şeklinden fabrikasyona dökülmüş mal üretimine dayanan sanayi üretimi şekline geçildiği bir dönemdir. Bu bağlamda sosyolojiyi modern toplumların bilimi olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır.

Sosyolojinin ortaya çıktığı 19. yüzyılda tarihe damga vuracak iki gelişme meydana gelmiştir. Bunlardan ilki 1789 Fransız Devrimi diğeri ise Sanayi Devrimidir. Bu iki devrim hem modern devlet ve toplumların hem de bir bilim olarak sosyolojinin ortaya çıkışının temel duraklarıdır. Avrupa’da 1789 Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesine eşlik eden bir dizi şiddetli değişimler geleneksel yaşam biçimlerinin çözülmesine sebep olmuştur. Böylesine büyük çaplı değişimlerin oldukça kısa zaman içerisinde gelişmesi ortaya çıkan yeni toplumun yerinden edilmişlik, yoksulluk, zorlu çalışma koşulları gibi pek çok sorunu da bünyesinde barındıran bir toplum olmasına sebebiyet vermiştir.

Değişen zaman ve mekân algısına eklenen, genellikle de insanların büyük şehirlerde yaşamaya başlamış olmasından dolayı, daha önce hiç karşılaşılmamış olan pek çok toplumsal sorun da 19. yüzyılın bir ürünüdür. İşte sosyoloji bu büyük ve köklü değişimleri ve ortaya çıkan yeni sorunları anlamak, açıklamak iddiası ile ortaya çıkmıştır. Modern insanın, toplumun ve dünyanın bilimi olarak doğmuş olan sosyoloji, sosyal yaşamın temsilini çalışma konusu yapmaktadır.

Sosyoloji (Sociology) kelimesi ilk kez 1838 yılında Auguste Comte tarafından Latince socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos (bilim) kelimelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur. İnsana dair bütün bilimleri -tarih, psikoloji ve ekonomi dahil- birleştirme arzusu olan Comte’un bu toplumsal şeması tam da 19. yüzyıla özgüdür. Tüm insanlığın aynı tarihsel aşamalardan geçtiğine inanan Auguste Comte, bu gelişimin kavranmasıyla toplumsal hastalıkların tedavi edilebileceğini düşünür. Ortaya koyduğu kavram ve fikirlerle “sosyolojinin babası” olarak tanımlanan Augueste Comte, sosyolojik teorilerini tarihsel bir temelden hareketle inşa etmiştir.



Sosyolojinin Özellikleri

  • Sosyoloji, tek tek birey sorunları ile değil toplumu alâkadar eden sorunlarla ilgilenir.
  • Bir sosyolog, toplumsal olayları kendi değer yargı ve beğenilerinin etkisinde kalmadan nesnel bir bakış açısıyla inceler.
  • Sosyoloji diğer bilim dallarından farklı olarak evrensel kural ve tanımlamalar yapmaz.
  • Sosyoloji, olanı olduğu şekliyle inceler.
  • Sosyoloji ahlak, hukuk, din gibi konularla ilgili bireylerin nasıl davranması gerektiğine dair kurallar koymaz. Bu anlamda sosyoloji kural koyucu yani normatif bir balım dalı değildir.
  • Sosyoloji sürekli değişim halinde olan toplumsal olaylar ve toplumsal çevreyi incelediğinden doğa bilimleri gibi deneysel bir bilim değildir. Çünkü sosyolojinin ilgi konusunu laboratuvar koşullarında gözlemleyebilmek ya da yönlendirebilmek olanaklı değildir.
  • Sosyoloji, toplumsal kurumların yapısında ve işlevinde meydana gelen değişim ve gelişimleri tarihsel evrim süreci çerçevesine inceler.
  • Sosyoloji diğer bilim dalları ile bir dayanışma içerisinde hareket eder.
  • Sosyoloji, toplumsal olguların sebeplerini diğer bireylerde değil diğer toplumsal olgularda arar.
  • Sosyoloji toplumsal yapıyı bir bütün olarak ele alır.
  • Sosyoloji bir bilim dalı olarak olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak genellemelere varır.
  • Sosyoloji bilimi sistemli ve düzenli bilgiden meydana gelir.
  • Sosyoloji pozitif bir bilim dalıdır.

Sosyoloji ile İlgili Bazı Temel Kavramlar

Toplum: İnsanlar tarafından yaratılmış organizasyon veya bireyleri ortak bir kültüre bağlayan ilişkiler sistemi. İşte sosyoloji bu sistem ve bütün içerisinde meydana gelen her türlü toplumsal eylem, davranış, olay ve olguların neden ve nasıl meydana geldiğini bilimsel bir yöntemle inceleyerek anlamaya ve açıklamaya çalışır.

Sosyal Olay: Toplum içinde meydana gelen, başlama ve bitiş noktaları belli olan birden fazla kişiyi ilgilendiren bir oluşum ve değişim. Sosyal olay kategorisine göre dini, siyasi, ekonomik, hukuki hatta bu kategorilerin birkaçının karışımı olabilir.

Sosyal Olgu: Çoğunlukla başlangıç ve bitiş zamanı belli olmayan, nerede başlayıp nerede biteceği kesin olarak saptanamayan sosyal oluşum ve değişim. İnsanların belli bir amaç için grup oluşturması sosyal olay iken grup oluşturma özelliği sosyal olgudur.

Sosyal Kurum: Bir toplumdaki davranışların belirli kalıplar, değerler çerçevesinde standartlaşması neticesinde ortaya çıkan örgütlü bütünler. Toplumdaki sosyal kurumlar; birbirleri ile sosyal ilişki ve etkileşim halinde bir arada bulunan insanların, toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini ve bu davranışların kurallarını belirleyen, kişilere bu kalıplara uygun davranması için zorlayıcı etkide bulunan, aralarında birlik ve bütünlük olan uyumlu, örgütlü bütünlerdir. Aile, eğitim, din, hukuk, ekonomi, yönetim, devlet kurumları birer sosyal kurumdur.

Sosyal İlişki: Birbirinden haberi olan en az iki insan arasında belirli bir müddet süregelen anlamlı ve belirli amaçlar etrafında kurulan sosyal bağ.

Sosyal Yapı: İçinde sosyal olay ve sosyal ilişkilerin meydana geldiği; sosyal grup ve kurumların bulunduğu, nüfus ve yerleşim tarzının şekillendirildiği, toplumun biçim ve çevresi ile ilgili dış görünüşe sahip sosyal bir varlık. Sosyal yapının kültürel (manevi) ve fiziki (maddi) olmak üzere iki yönü bulunur.

Kültür: İnsanın yaşamak için geliştirdiği maddi ve manevi ürünler. Tarihsel ve sosyal değişme süreci içinde oluşturulan, bütün maddi ve manevi değerler bütünü olan kültür; öğrenilir, paylaşılır, süreklidir, tarihidir, ihtiyaçları karşılayıcıdır, değişir, bütünleştiricidir, semboller üretir.

Kalabalık: Ortak fikirlerle hareket eden ve aynı heyecanı taşıyan, teşkilatsız ve sürekli olmayan, kendiliğinden meydana gelen insan yığını.

Sosyal Değişme: Bir toplumda ekonomik büyümeyle birlikte sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda bir ilerleme meydana gelmesi.

Sosyal Bütünleşme: Bir toplumu oluşturan topluluk, grup ve kurumlar gibi sosyal yapıların çeşitli öğeleri arasındaki birbirini tamamlayabilme durumu.

Sosyal Çözülme: Bir toplumda maddi ve manevi kültür öğelerinin bir araya gelerek bir anlam ifade edecek ve işleyen bir bütün oluşturacak şekilde birbirlerini tamamlayamama durumu.

Toplumsallaşma: Bir bireyin içinde yaşadığı toplumun kültürünü, normlarını, düşünüş ve davranış kalıplarını öğrenme ve içselleştirme süreci.

Toplumsal Sapma: Toplumun kurallarının ihlal edilmesi, çoğunluğun benimsediği kurallara uyumsuzluk gösterme.

Sosyal Sınıf: Yaşam şekli, eğitim, saygınlık, statü gibi özellikler bakımından birbirine benzeyen ve bunun bilince olan insanlar tarafından oluşturulan bir bütün.

Statü: İnsanların toplum içerisindeki yerini ifade eden bir kavramdır. Statü kişiye birtakım haklar sağlar ve sorumluluklar yükler. Verilmiş (edinilmiş) statü ve kazanılmış statü olmak üzere iki farklı statü çeşidi bulunur.

Rol: Toplumun bireysen statüsüne uygun olarak beklediği davranış şekilleridir.

Sosyal Norm: Bir toplumda insanların belli olaylar karşısında nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen ve öyle davranmaya zorlayan kurallar bütünü. Normlar bireysel davranış için hem rehber hem de eleştiri sunar.

Sosyal Kontrol: Bireylerin ya da sosyal grupların sosyal üzeninin gereklerine uygun biçimde davranmalarını sağlamaya yönelik önlemlerin tümü.

Sosyalleşme: Bireyin toplumsal etkileşim sonucu ait olduğu toplumun kültür, davranış, düşünme biçimlerini kazanma süresi.

Sosyal Dayanışma: Grup içerisinde yer alan bireylerin diğer bireylerle uyumlu ilişkilere girmesi sonucu ortaya çıkan durum.

Sosyal Gruplar: Belli amaçları gerçekleştirme amacı çerçevesinde, belli kurallar göre toplanmış; aralarında sosyal ilişki bulunan ve en az iki kişiden oluşan bireyler topluluğu.

Sosyal Kategori: Ortak niteliklere sahip olsalar da aralarında hiçbir ilişki bulunmayan kişilerin oluşturduğu bir bütün. Yaşlılar, taksi şoförleri, öğrenciler gibi.



Sosyolojik Bakış Açısı ve Sosyolojik Düşünme
İnsanlar arasındaki etkileşim ve insan davranışları ancak sosyolojik bir bakış ile açıklanabilir. Bu yüzden sosyoloji eğitimi alan ya da sosyolojiye ilgi duyan herkesten öncelikle sosyolojik bakış açısına sahip olmaları beklenir. Sosyolojik bakış açısı sosyolojinin yaşama dünyamızı, toplumsal olayları ve insan davranışlarını nasıl incelediğiyle alâkalıdır.

Sosyolojik bakış açısı ya da sosyolojik düşünme, her şeyden önce yöneldiğiniz şeye dair sorduğunuz sorularla doğrudan ilgilidir. Sosyolojik bakış açısının temel soru kalıbı şudur: “Bir şeyi diğerlerinden farklı olarak sosyolojik yapan nedir?” Diğer tüm sorular bu soru etrafında şekillenir.

Sosyolojik Bilgi ve Sağduyu: Gündelik yaşamda yapıp-ettiklerimiz, sosyolojik bakışa tabi tutulmadan önce birçoğumuz tarafından zaten deneyimlerle yaşanmıştır. Bu bakımdan başkalarıyla bir arada yaşamak için gerekli olan pek çok bilgiye sahip bulunuruz. Başkalarıyla bir arada yaşayabilmenin ön koşulu olan bu bilgi kümesi “sağduyu” olarak ifade edilir. Yaşamlarımızı kolaylaştıran sağduyu sayesinde rutinlerimiz içerisinde olup bitenler üzerine durup tekrar tekrar düşünmüyor oluruz.

Sosyolojik bilgi ise yaşamlarımıza ilişkin ham bilgi olarak da ifade edebileceğimiz sağduyudan farklıdır. Sosyoloji, bilimin bir vasfı olan “sorumlu konuşma”nın katı kurallarına kendini uydurmaya gayretiyle sağduyudan ayrılır.