Duygusal Zekamı Nasıl Geliştiririm?

Her insanın duygu sahibi olması, insan olmakla ilgili çok basit bir gerçekliktir. Farkında olarak ya da olmayarak duygular kişinin özel hayatını, sosyal hayatını ve iş hayatını etkiler. Duygu; bir insanı hayatta tutmak ve yaşamını daha zengin kılmak için beyinde başlayan ve olaylar, durumlar, kişiler karşısında hem beyni hem de tüm vücudu hazırlayan süreci kapsar. Duygusal zeka ise; bir insanın kendindeki ve diğer insanlardaki duyguları daha iyi algılamak, anlamak ve yönetmekle ilgili bir grup yetkinliği ifade eder. Duygusal zekası yüksek olan kimselerin bütünsel olarak duyguları daha yapıcı bir şekilde ele alabilmesi kolaylaşır. Bu ve bunun gibi birçok maddeden ötürü duygusal zeka seviyesi yüksek kimseler sosyal yaşantılarında, iş yaşantılarında daha başarılı bir iletişime sahip olabilirler. Bu yüzden duygusal zekayı geliştirmek önemlidir. Duygusal zekasını geliştirmek isteyen ancak nereden başlayacağını bilmeyenler için rehber niteliğinde bu yazı, umarız faydalı olacaktır.

A’dan Z’ye Duygusal Zeka
Duygusal zekayı geliştirmeden önce ilk olarak duygusal zeka kavramını anlamak ve anlamlandırmak önemli. Duygusal zeka kavramı en kısa şekliyle kişinin hem kendi hem de başkalarına ait duygularını anlaması olarak tanımlayabiliriz. Duyguların akıllıca kullanılması ve yönetilmesine dayanan duygusal zeka; insanın duyguları anlama, sezinleme, yönlendirme kapasitesi ve becerisini de arttırır.
Bir insanın duygusal zekasının düşük olması özgüven sorunlarına yol açabileceği gibi başarısız iletişim kurmasına da sebep olabilir. Tüm bu iletişim sorunlarını ve güven problemlerini aşmak için de duygusal zekayı geliştirmeye yönelik çalışma ve pratikler yapmak önemlidir.

Duygusal zeka EQ olarak da bilinir. “Emotional Quotient” ifadesinin kısaltılması olan EQ aslında en az IQ kadar önemlidir. Göreceli olarak daha yeni bir kavram olan duygusal zekanın tanımlanışı aslında sürekli olarak değişmekte ve güncellenmektedir. Duygusal zeka kavramı ilk kez Wayne Payne’in 1985 yılında yazdığı “A study of emotions: The Development of Emotional Intelligence” (Duygular üzerine araştırma: duygusal zekanın gelişimi) isimli doktora tezi ile ortaya atılmıştır.
Duygusal zekanın %50 genetik kodlarla aktarıldığı bilinse de kalan %50’lik kısım yaşam boyunca geliştirilebilecek bir kas gibi düşünülebilir. Yani vücudumuzdaki bir kası düzenli olarak çalıştırdığımızda nasıl o kas güçleniyorsa, aynı denklem duygusal zeka için de geçerlidir. Peki duygusal zeka tıpkı bir kas gibi nasıl geliştirilebilir? Bu sorunun cevabına gelin hep birlikte bakalım!



Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?
Duygusal zeka, kişinin sahip olduğu sezgisel varlığı yönetebilmesi anlamına gelir ve çok yönlü, akışkan bir yapıya sahip bulunur. Duygusal zeka, üzerinde yeteri kadar düşünüldüğünde ve pratik yapıldığında geliştirilebilir. İşte duygusal zekasını geliştirmek isteyenleri izlemesi gereken adımlar:

1. Duygularınızı masaya yatırmaktan korkmayın.
Olumsuz, sizi öfkelendiren bir duygu yaşadığınız zaman durumun yarattığı reaksiyona değil kendi sezgilerinize dayanan tepkiler vermek için “pause” tuşuna basmayı deneyin ve bu esnada da kendi duygularınızı keşfe çıkın. Düzenli olarak bunu yaptığınız takdirde zamanla kusursuz çalışan bir sistem kurduğunuzu fark edeceksiniz. Duygusal zeka gurusu Profesör Daniel Goleman bu konuyla ilgili olarak, hareketlerin ardındaki duyguları tespit edip çözümlemenin ve duygularını açıkça ifade etmenin gelişmiş bir duygusal zekanın en bariz işaretlerinden olduğunu dile getirir.

Kısa vadeli olarak öfke kontrolünden kaçmak uzun vadeli olarak ise duygusal zekanızı geliştirmek için sizi üzen, öfkelendiren olaylar karşısında hızlı tepki ve reaksiyonlar göstermek yerine duygu keşfine kendinizi bırakabilirsiniz.

2. 
Empatiden vazgeçmeyin.
Duygusal zekayı oluşturan en önemli elementlerden biri hiç kuşkusuz kişinin empati becerisidir. Dolayısıyla başka insanların ne düşündüklerini, olayları nasıl bir bakış açısıyla değerlendirdiklerini tahmin edebilecek olgunluğa erişmek için onlara fikirlerini sormaktan ve iyi bir gözlemci olmaya çalışmaktan geri durmayın. İyi biz gözlemci olmak ve empati yeteneğini geliştirmenin yolu ise kendimize dair farkındalığımızı arttırmaktan geçer. Yani kendi duygularının farkında olamayan bir insanın başkalarının duygularının farkında olması ve o kişilerle empati yapabilmesi pek de mümkün değildir. Kişinin kendi farkındalığını arttırmasıyla beraber gelen adımlar, kendini bir adım öteye taşıyabilmesi açısından son derece değerlidir. Kişinin farkındalığını yükseltmesi duygusal zekasını geliştirmenin yanı sıra güçlü iletişim becerilerine sahip olması ve çevresel farkındalık konusunda da kendini geliştirmesine de yardımcı olur.

3. 
Eleştirel yaklaşın ve eleştirilere göğüs germesini bilin.
Felsefenin de temel sorusu olan “Neden?” sorusunu sık sık sormak, hayatınızda karşılaştığınız durum ve olaylar karşısında eleştirel bir tavır takınmak bilgiyi derinlerden çıkarmanızı ve işlemenizi sağlayacaktır. Ayrıca duygusal zekanızı geliştirebilmek için de eleştirel yaklaşımda olmanız ve eleştirilere göğüs germesini bilmeniz önemli.

Başka insanların size yönelteceği eleştirel soru ve söylemlerle başa çıkabilmek aynı zamanda bilişsel esnekliğinizi geliştirme yolunda da önemli bir adım olabilir.

4. Başkalarından geri bildirimler isteyin.
Çoğu zaman başka insanların bizi, bizim kendimizi gördüğümüzden daha farklı gördüğünün farkında olmayız. Oysa durum böyle olacağı gibi tam tersi de olabilir. Bu yüzden başka insanlardan geri bildirim almak son derece önemlidir. Burada amaç doğru ya da yanlışlar ortaya koymak değil algıların nasıl farklılaştığını ve bu farklılıkların nasıl sonuçlar yarattığını algılamaktır. Çevrenizdeki insanlardan ara ara geri bildirimler isteyerek olumlu/olumsuz davranış değişiklikleri sağlayabilir, net olmadığınız bazı konularda netlik kazanabilirsiniz. Geri bildirim almak, karşınızdaki insanların sizi nasıl algıladıkları ile ilgili olduğu için burada başkalarını dinlemeye istekli ve empatik olmak önemlidir.



5. 
Olumsuz düşünceyi azaltmayı deneyin.

Duygusal zekayı etkileyen en önemli elementlerden biri de düşüncelerimizi yönetebilme yeteneğimizdir. Düşüncelerinizi yönetebildiğiniz noktada olumsuz düşüncelerin sizi bunaltması ve davranışlarınızı etkilemesinin önüne geçmeyi başarabilirsiniz. Bu yüzden bir olay ya da durum karşısında ne hissettiğinizden önce ne düşündüğünüzü fark etmeniz ve değiştirmeniz gerekebilir.

Bir olay karşısında birden fazla ihtimali düşünmek ve başkalarının davranışlarını kişiselleştirmeyi önlemek, olaylara daha objektif bir yerden bakabilmenizi sağlar. Unutmayın ki insanlar kendi içinde bulundukları durumla ilgili olarak hareket ederler yani sergilediği davranışlar sizinle ilgili olmayabilir. Bu şekilde bakış açınızı genişletmek hem yanlış anlaşılmaların önüne geçer hem de duygusal zekanızın gelişmesine yardımcı olur.

6. Deneyimsel öğrenmenin önemini unutmayın.
Deneyimsel öğrenme, duygusal zekanın temel taşlarından biridir. Deneyimsel öğrenmeye göre öğrenme yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve her daim statik kalmak yerine çatışmaların çözümünü bulmak gerekir. Deneyimsel öğrenme kişisel gelişim konusunda önemli olduğu gibi kişinin dünya ve toplumla uyum sağlamasını da kolaylaştırır.

7. 
Stresli durumlarda stresle başa çıkabilmeyi öğrenin.
Stres faktörü, olayları yorumlama ve algılama şeklinizi etkileyebilir. Dolayısıyla stresli olunan zamanlarda bir olay ya da durum karşısında hemen yanıt vermek ileride pişmanlıklar yaşanmasına sebep olabilir. Stresli olduğunuz anlarda o konu ya da durumdan uzaklaşmak ve stresinizin azaldığında konuya tekrar eğilmek hem daha sağlıklı kararlar verebilmenize hem de duygusal zekanızı geliştirebilmenize yardımcı olur.

8. Kendinizi rahatça ifade edebilir olun.
Özellikle sizin için önemli olan konularda kendinizi rahatça ifade edebiliyor olmanız son derece önemlidir. Böylece ilişki içerisinde bulunduğunuz insanlarla ilgili duygusal konularda nerede durmanız gerektiği, onların nerede durması gerektiği ve sizin kabul edilebilir, tolere edilebilir sınırlarınızı net bir şekilde ortaya koyabilirsiniz. Bu da çevrenizdeki insanlarla çok daha sağlıklı iletişimler kurabilmenize imkân sağlar.

Bir konuda -kimseyi kırmadan ve incitmeden- kendi önceliklerimizi belirlemek ve kendi doğrumuzu söylemek insan olarak en doğal hakkımızdır. Kendini açıkça ifade edebilmek ayrıca özgüven gelişimine ve duygusal zekanın gelişimine de katkı sağlar.



Duygusal Zekası Yüksek Olan İnsanların Özellikleri
Duygusal zekası yüksek olan insanların özelliklerinden yola çıkarak bazı özelliklerinizi değiştirmeyi ve geliştirmeyi denebilir böylece duygusal zekanızı geliştirmede önemli adımlar atabilirsiniz. İşte duygusal zekası yüksek olan insanların özellikleri:

  • Duygusal zekası yüksek olan insanların kelime haznesi zengindir. Unutmamalıyız ki hislerimizi ifade edebilmek için kullandığımız kelime çeşidi ve seçeneği arttıkça hem kendimizi hem de içinde bulunduğumuz duygu durumunu daha iyi ifade edebiliriz.
  • Duygusal zekası yüksek olan kişiler çevrelerindeki kişileri doğal olarak merak ederler. Öyle ki yapılan araştırmalara göre yeni tanıştığı kişilerle ilgili çok soru soran insanlar, başkalarının duygu ve ihtiyaçları konusunda daha hassaslar.
  • Duygusal zekanın yüksek olduğunun en önemli belirtilerinden biri de değişiklikten korkmamak. Değişime uyum sağlayabilme ve değişiklikten korkmama noktasında başarılı olan insanlar, duygusal zekası yüksek olan insanlar olarak biliniyor.
  • EQ’su yüksek insanlar güçlü ve zayıf taraflarını iyi tanıyorlar. Duygusal zeka kapasitesi yüksek kişiler güçlü yanlarını da zayıf yanlarını da iyi tanırlar ve kendilerini başarıya götürecek bu özelliklerini son derece iyi bir şekilde kullanırlar.
  • Başka insanların duygu ve düşüncelerini anlayabilmek de duygusal zekanın göstergesi. Çevresindeki kişilerin duygu ve düşüncelerini rahatça anlayabilen ve başka insanları adeta bir kitap gibi okuyabilen kimseler, duygusal zeka seviyesi yüksek kişilerdir.
  • Kolayca alınıp gücenmemek, kin tutmamak duygusal zekanın en önemli işaretlerinden biri olarak biliniyor.
  • Kendini kontrol edebilen insanların duygusal zeka seviyeleri yüksek oluyor. Eğer duygu ve düşüncelerinizi kontrol altına alabiliyor, bir tartışma anında fevri kararlar vermekten kendinizi alıkoyabiliyorsanız duygusal zekanızı iyi kullanıyorsunuz demektir.
  • Duygusal zekası yüksek insanların bir başka ortak özelliği de hata yapmaktan korkmamaları. EQ seviyesi yüksek olan kimseler, geçmiş başarısızlıklarının kendilerini tanımlamasına ve negatif düşüncelerin yaşamlarını ele geçirmesine müsaade etmezler.
  • Karşılık beklemeden iyilik yapabilmek de duygusal zekayı gösteriyor. Duygusal olarak zeki olan kişiler, güçlü bağlarla kurulan ilişkilere değer verirler ve sevdikleri insanları mutlu etmek için çaba gösterirler.
  • Duygusal zeka seviyesi yüksek kimseler negatif insanlardan uzak dururlar.
  • Yüksek EQ’lu insanlar mükemmeli aramazlar. Bu insanlar mükemmeli hedeflemezler çünkü mükemmel diye bir şey olmadığını bilirler. Ayrıca işler zorlaştığı zaman asla pes etmezler ve başaramayacakları konusunda karamsarlığa teslim olmazlar.
  • Duygusal zekası yüksek olan kişiler, her günün yaşanmaya değer olduğunu bilirler ve bunun için teşekkür etmeyi unutmazlar. Yaşama pozitif bir açıdan bakabilmek fiziksel sağlıklarının da daha iyi olmasını sağlar.
  • Duygusal zekası yüksek olan kimseler dinlenmeleri gerektiğini unutmazlar. Başarıya giden yolda hiç durmadan, dinlenmeden çalışmak gerektiği aslında çok da doğru değildir. Dinlenmeye hiç zaman ayırmadan sürekli olarak çalışmak aslında üretkenliğin azalmasına ve kişinin kendini devamlı stres altında hissetmesine neden olur. EQ’su yüksek insanlar dinlenmeleri gerektiğini bilirler ve kendilerine zaman ayırırlar.
  • Yüksek bir EQ’ya sahip olan insanlar başka insanların günlerini mahvetmesine asla müsaade etmezler. Bu insanlar kendi mutluluklarının da mimarlarıdırlar.

Eğer siz de duygusal zeka seviyenizi yani EQ’nuzu yükseltmek istiyorsanız yukarıda sıraladığımız tüm maddelerle ilgili kendinizi geliştirmeye ve farkındalığınızı yükseltmeye başlayarak, işe koyulabilirsiniz.