Çini Sanatı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Tarihi oldukça geçmişe dayanan çini sanatı yüzyıllar boyunca estetik anlayışın ve zarafetin bir simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen bu sanat dalı, geleneksel el sanatlarında önemli bir yere sahiptir. Seramik üzerine yapılan özel desen ve süslemeler ile ortaya çıkan bu sanat dalının ince bir işçiliği vardır. Özel desen ve süslemelerle ortaya çıkan bu sanat dalı tarihi ve kültürel anlamda Türk kültürü içerisinde önemli bir yere sahiptir. Günümüzde örneklerine daha çok türbe camilerde karşılaştığımız çini sanatı günümüzde hala icra edilen sanat alanları arasında yer alır. Osmanlı döneminde ilk defa kullanılan çin sanatı saray ve köşk gibi önemli yapıları süslemek amacıyla kullanılmıştır. İnce işçiliğe sahip olan çini sanatı el işçiliği ve detaylı süslemeleriyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Çini sanatı aynı zamanda İslam inancının da tasvir edildiği bir sanat alanı olup cami, türbe gibi yerlerde de süsleme amacıyla sıklıkla kullanılan sanat dalı olarak yer alır. Özellikle geleneksel Türk çiniciliği kendine has motif, renk ve tekniklere sahip olarak dünya çapında tanınan bir sanat dalıdır. Bu yazımızda da sizin için çini sanatının detaylarına değindik. Haydi gelin çini sanatına dair bu yolculuğa birlikte çıkalım!



Çini Sanatı Nedir?
Çini nedir, çini sanatı nedir, soruları bu sanat alanı ile ilgili en merak edilenler arasında yer alır. Çini farklı tekniklerin kullanılması ile yapılan bir sanat dalıdır. Pişirilmiş ve sırlanmış toprak üzerine şekil verilmesi ve bu şekillerin süslenmesi ile ortaya çıkmaktadır. Seramik yüzeyler üzerine işlenen bu motifler, Türk kültürü içerisinde geleneksel bir süsleme sanatı olarak yer alır. Bu nedenle de kültürel bir miras olarak nesiller boyunca aktarılmaktadır. Geçmişten günümüze kullanılan bir sanat dalı olan çini, duvar kaplamalarında, mimari yapıların iç ve dış dekorasyonlarında, tabaklarda ve dekoratif objelerde olmak üzere birçok alanda kullanılmaktadır. Renkli ve estetik görünümleri ile dikkatleri çeken bu çini işlemeleri pek çok kişi tarafından beğenilen sanat alanları arasında yer alır. Osmanlı ve Selçuklu döneminde büyük bir gelişim gösteren çini sanatı günümüzde de geleneksel el sanatları arasında önemli bir yere sahip olarak icra edilmeye devam eden sanatlar arasındadır.

Çini Sanatının Tarihi
Çini sanatının tarihine baktığımızda ise uzun yıllardan beri icra edildiğini görmekteyiz. Yüzeyi sırlı, su geçirmez bir tabakaya sahip olan çiniler, cam ve seramiğin ateşle karışması sonucu ortaya çıkan bir tabakaya sahiptir. Çini motifleri de bu tabaka üzerine işlenmektedir. Çini kelimesinin nereden geldiğine baktığımızda ise Çin’e ait olduğunu karşımıza çıkıyor. Çini kısaca Çin işi anlamına gelmektedir. Çini sözcüğü, porselen ve seramik sanatını dünya geneline duyuran Çinlilere ithafen Çin isminden türetilmiştir. 

Türk kültüründe geleneksel bir sanat dalı olan çini sanatı, farklı bölgelere göre kullanılan tekniklerinde farklılıklar görülmektedir. Bölgelere göre farklılaşan çini motifleri yöresel değişiklikleri de ortaya koymaktadır. Böylece çini sanatının zenginleşmesini de sağlar. Bu farklılaşma sadece Türk kültürü gelenekleri arasında değil uluslararası alanda da karşımıza çıkan faktörler arasındadır. Özellikle geçmiş dönemlerde tuğla üzerine sır kullanılarak çini sanatının uygulanması Mısır ve Mezopotamya bölgesinde kullanılmış teknikler arasındadır. Sırlı levhalar İslamiyet öncesinde de kullanılmış parçalar olarak da karşımıza çıkar. Uygurlar tarafından kullanılan bu teknik, çini sanatının köklü bir geçmişe sahip olduğunun da bir göstergesidir. İslamiyetin ardından daha çok gelişen çini sanatı farklı tekniklerin de ortaya çıkmasına ön ayak olmuştur. Türk çini sanatının ilk ortaya çıkış zamanını incelediğimizde karşımıza ilk Müslüman Türk devleti olan olan Karahanlılar çıkmaktadır. Tarihten neredeyse bin yıl öncesine dayanan bu devlet çini sanatının da bin yılı aşkın varlığını göstermektedir. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletleri de çini sanatını mimari alanda kullanarak günümüze kadar gelmiş birçok eser ortaya koymuştur. Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla birlikte çini sanatında yeni bir dönem başlamış ve kültürel açıdan çini sanatına yönelik zanaat artmıştır. Bu bağlamda çini işlemeciliği İznik ve Kütahya gibi yörelerde artarak öne plana çıkmıştır. Osmanlı Devleti zamanında çini sanatı zirveye ulaşarak en ünlü çini eserleri bu dönemde ortaya konulmuştur. Özellikle Osmanlı döneminde 16. yüzyıl çini sanatının en parlak dönemi olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde mimari süslemeler ön plana çıkarak cami ve saraylar gibi daha pek çok alanda çini işlemeleri kullanılmıştır. Dönemin ünlü mimarlarından olan Mimar Sinan Süleymaniye Camii ve Rüstem Paşa Camii’sinin yapımında çini işlemeciliğini kullanarak tüm beğenileri toplamıştır.

Çini Nasıl Yapılır?
Geleneksel Türk el sanatları içerisinde en köklü geçmişe sahip olan çini sanatı, emek isteyen bir yapım sürecine sahiptir. Çini sanatı yapımında öncelikle kaolen, kum ve tebeşir gibi maddeler karıştırılarak desenlerin üzerine yapılabileceği objeler oluşturulmaktadır. Ardından çini işlemeciliğine geçilebilmektedir. Sırlı tabanı hazırladıktan sonra çini sanatının yapım aşamasına başlanabilir. Çini sanatının yapılabilmesi için şu adımları takip edebilirsiniz:

  • Az önce de bahsettiğimiz gibi çini sanatını icra edebilmek için öncelikle hammaddesinin hazırlanması gerekir. Bunun için beyaz renkli içinde silis ve kaolen bulunan özel bir toprak kullanılmaktadır. Kimi yerlerde doğrudan kaolen, kum ve tebeşir karıştırılarak da bu özel karışımlı toprak elde edilmektedir. 
  • Çininin hammaddesi hazırlandıktan sonra biçimlendirme işlemine geçilmektedir. Bu noktada çömlek tornası ya da kalıplardan yardım alınarak istenilen şekle kolaylıkla ulaşılabilir. 
  • Kalıplar yardımıyla istenilen şekil oluşturulduktan sonra sıra kurutma işlemine geldi. Biçimlendirilen çini plakalar önce hava yardımıyla kurumaya bırakılır. Belli bir süre kuruduktan sonra hamur istenilen sertliğe ulaştıktan sonra astarlama işlemi yapılarak hamurun beyaz bir görünüm kazanması sağlanır. Yapılan şeklin beyaz bir görünüm kazanması daha sonra üzerine yapılacak desenlerin daha ön plana çıkmasını sağlayacaktır. Bu da göz alıcı bir çini olması için önemli adımlardan biridir. 
  • Kuruyan ve astarlanan çiniler için bir sonraki adım pürüzlü yüzeylerin zımparalanmasıdır. Süsleme sırasında şekillerin daha net bir şekilde görülebilmesi için önemlidir.
  • Zımparalama işlemi bittikten sonra çini yapımının önemli noktalarından biri olan boyama ve desen yapımı adımına geçebilirsiniz. El işçiliğinin ön planda olduğu bu adımda çiniler farklı renkler ile sırlanarak boya teknikleriyle süslenir. Geleneksel desen ve renklerin ön planda olduğu dekorasyon işleminde ince detaylar kullanılır. Mavi ve beyaz renkleri çini işçiliğinde sıklıkla kullanılan renklerdir. Aynı zamanda geleneksel renkler olarak da bilinir. Dekorasyon işleminde tamamen çini ustalarının el becerileri ve estetik zevkleri ön plandadır. Her biri de eşsiz bir sanat eseri olarak öne çıkmaktadır. Çini işçiliğinde desen ve motiflerde her ne kadar mavi beyaz sıklıkla kullanılsa da coğrafi faktörlere göre bu renklerin kullanımı değişiklik göstermektedir. Motiflerde kullanılan renk ve sembollerin değişiklik göstermesinde yöresel farklılıkların önemi yüksektir. Bu değişiklikte yerel kültürün etkisi, doğal çevre ve inanış biçimleri etkilidir.
  • Çinimiz boyanıp desenler ile süslendikten sonra çininin sırlanması gerekir. Bu sırlama işlemi çininin parlak kalabilmesi ve yapılan motiflerin kalıcılığını arttırmak amacıyla koruyucu bir işlemdir. Bir koruyucu tabaka yapılmaktadır. Bunun için öncelikle çini parçaları fırına yerleştirilerek yüksek sıcaklıkta pişirilir ve dayanıklılığı arttırılır. Fırınlama işlemi çininin parlaklık kazanması açısından da önemlidir. Ardından fırından çıkarılan çiniler, soğutularak finisaj işlemi uygulanır. Finisaj işlemi çini parçalarının kenarlarının gerekli görülen yerlerinin düzeltilmesini kapsar. Gerekli düzeltme işlemleri tamamlandıktan sonra cila ya da vernikleyenerek parlaklığı ve koruyuculuğu arttırılır.




Çini Desen ve Motifleri

Çini sanatında birden farklı motif ve desen kullanılmaktadır. Çoğunlukla doğadan ilham alınarak yapılan bu motifler, İslam sanatından da esinlenmektedir. Çini sanatında en çok kullanılan motifler şu şekilde sıralanabilir:

  • Bitkisel Motifler: Çini sanatının vazgeçilmez bitkisel motifleri arasında çoğunlukla çiçekler bulunur. Lale, karanfil, gül gibi çiçekler sıklıkla kullanılmaktadır. Bunun yanında servi ağacı da sıkça kullanılan bitki motifleri arasında yer almaktadır.
  • Geometrik Motifler: İslami sanatın önemli şekilleri arasında olan geometrik motifler, çini süslemelerinin olmazsa olmazları arasındadır. Tekrarlayan ve simetrik olarak ilerleyen geometrik şekiller çini sanatında sıklıkla tercih edilen yöntemler arasındadır.
  • Doğa ve Hayvan Motifleri: Çini sanatının olmazsa olmazlarından biri de doğa ve hayvan motifleridir. Kuş, ağaç, dalga gibi detaylar çinilerde kullanılan bir diğer motif çeşitleri arasındadır. Yaygın bir şekilde kullanılan bu motifler, özellikle İznik çinilerinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Coğrafi farklılıklara bağlı olarak kullanılan motif türlerinde de değişiklik görülmektedir.


Çini Sanatında Öne Çıkan Merkezler
Türk kültürünü bir simgesi olan çiniler farklı şehirlerde farklı detaylar ile öne çıkmaktadır. Geleneksel Türk el sanatları içerisinde öneme sahip olan çini sanatının ön plana çıkan merkezleri şu şekildedir:

1.) İznik Çinisi
Çini sanatında Osmanlı Döneminin en önemli merkezlerinden biri İznik’tir. Çinileri ile ünlü olan bu şehir, Bursa’ya bağlı antik bir şehirdir. Parlak renkleri ve detaylı desenleriyle öne plana çıkan İznik çinileri, birçok kişi tarafından beğenilen modeller arasında yer alır. İznik’te bulunan Yeşil Cami, Muradiye Cami, Çinili Köşk gibi yerlerde bu yöreye özgü çini modellerini yakından inceleyebilirsiniz. İznik çinisini diğer çini modellerinden ayıran özelliği, geometrik motiflerin daha fazla kullanılması ve mavi, siyah, lacivert ve turkuaz renklerinin daha fazla kullanılmasıdır. İznik çinilerinde mozaik ile sırlama yöntemleri de öne çıkmaktadır. Özellikle Osmanlı dönemindeki etkileri ile sır altı boya ve sır tekniği bu çinilerde ön plana çıkan teknikler arasındadır.

2.) Kütahya Çinisi
Seramikleriyle ünlü olan Kütahya, çini işlemeciliğiyle de beğenileri kazanmakta. Çini sanatının önemli merkezlerinden biri olan Kütahya, şehirde yer alan birçok usta sanatçı sayesinde bu geleneği hala daha sürdürmektedir. 14. yüzyıl Osmanlı döneminde ortaya çıkan çini sanatı, Kütahya’da bulunan hammadde kaynakları sayesinde hızlı bir şekilde gelişmiştir. Aynı zamanda bölgede bulunan Ermeni çini ustaları ve ticaret ağları buradaki talebi arttırmaktadır. Günümüzde ise Kütahya çini işçiliği konusunda önemli merkezler haline gelmiştir. 

3.) Çanakkale
Çini işçiliği İznik ve Kütahya’dan sonra, Çanakkale’de öne çıkan şehirler arasında yer almaktadır. Seramik konusunda önde gelen yerlerden bir diğeri olan Çanakkale, çini işçiliği açısından da gerek Osmanlı Döneminde gerekse günümüzde öne çıkan merkezler arasındadır. Burada yapılan çinilerde mavi ve beyaz renkler ön plana çıkmaktadır. 

4.) Konya
Çini işçiliği konusunda olmasa da eski dönemlere ait çinilerin varlığıyla öne çıkan Konya, geçmiş dönemlere ait çini modelleriyle öne plana çıkmaktadır. Selçuklu dönemine ait çinilerin büyük bir çoğunluğu Konya’da bulunur. Dolayısıyla çini sanatının icra edilmesine dair olmasa da çeşitli çini motifleriyle öne çıkan yerler arasında bulunmaktadır.